SARIKAMIŞ TARİHİ

SARIKAMIŞ TARİHİ

02.03.2013 2123

SARIKAMIŞTARİHİ
Horasan´da kurulan Selçuklu-Türk İmparatorluğunun İslam tefekkürünü dünyaya yayma, Selçuklu nizam medeniyetini, Türk hakimiyetini Orta Asya´dan Ege sahillerine, Kafkas sahillerine, Kafkas´lardan Yemen´e kadar olan bölgelerde kurma ve yaşatma amacıyla 16 Ağustos 1064 tarihinde Alparslan´ın ordularıyla Bizans Kalesi Ani şehrini, Kars kalesini, Allahü Ekber ve Soğanlı Dağlarını istila etmesiyle Sarıkamış´ta bir Türk vatanı olmuştur.

Bu mesut tarihi olaydan sonra, yüz yıllar boyunca hudut boylarını teşkil eden bölge Türk-Rus mücadelesine daimi bir sahne olmuştur. Özellikle XIX. XX. asırlarda kanlı olaylar, karanlık ve acı günler yaşamış haksız emellere kurban, hayasız istilalara meydan, pis ayaklara barınak olmuştur.

1877-1878 Yıllarında tamamen istilacı amaçlarla PANİSLAVİZM fikrini tahakkuk ettirmek üzere Ruslar memleketimize saldırmışlardır. Büyük Kumandan Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki Türk ordusu karşısında çok feci bir hezimete uğrayan Rus orduları, Osmanlı Devletinin Gerileme devrine ait acziyet içinde diğer cephelerde talihsiz bir yenilgiye uğranılması yüzünden Doğu cephesi de düşmüştür. 3 Mart 1878 de AYASTAFANOS, 13 Temmuz 1878 tarihinde Berlin Antlaşmaları imzalanarak Kars, Batum ve Ardahan harp tazminatı olarak Ruslara bırakılmıştır.. Bu hal tam 40 yıllık simsiyah günleri içine alır.

Bu bitmez tükenmez acı günlerde Sarıkamış yöresindeki halk çektiği ızdırapları yanık türkülerde dile getirmişlerdir.

Kırk senelik kara günler sürüp giderken, 1 Kasım 1914 tarihinde iğrenç amellerinin dinmeyen hırsı içinde Rus orduları yeniden Sarıkamış´dan Pasinlere doğru Anadolu´yu istila etmek üzere taarruza geçmiştir. 6 gün süren Köprü Köy muharebelerinde ağır bir darbe yiyen Rus orduları sendeleyerek Sarıkamış´a kadar kaçmışlardır. Sarıkamış´ta yenilen Ordularının moralini yükseltmek ve yeni taarruz hazırlıklarına girişmek üzere Çar Nikola ikinci karargah kurmuştur. Bu sırada Sarıkamış, Selim ve Kars arasında toplanan Rus ordularını imha planıyla Enver Paşa komutasında meşhur Sarıkamış Harekatı başlamıştır. Ağır kış şartları nedeniyle tabiatla düşmanlardan daha çok mücadele mecburiyetinde kalan ordumuz yenilgiye uğramış ve Türklüğün lehine felaketle neticelenmiştir. Bu sonuç tarihe korkunç bir facia ve acı bir hatıra olarak geçmiştir.

SARIKAMIŞ HAREKATI

Osmanlı Devleti, Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından Birinci Dünya Savaşı'na girmek zorunda kalmıştır. Ancak Balkan Savaşı'ndan yeni çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır.

Osmanlı donanmasına bağlı Yavuz ve Midilli gemilerinin Sivastopol'u bombardımanının ardından 1 Kasım 1914 günü Rus Ordusu hududu geçerek baskın tarzında taarruza başlamıştır. Erzurum genel istikametinde ilerleyen Rus Kuvvetleri, 7-12 Kasımda Köprüköy ve 17-20 Kasımda cereyan eden Azap muharebelerini kaybederek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Savaşın ilk aylarında meydana gelen bu durum, Ordunun subay ve erleri üzerinde olumlu bir etki yaratmıştır. Ancak ağır zayiat veren 3'üncü Türk Ordusu, geri çekilen düşmanı takip edememiş; daha elverişli bir arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekilmiştir.

Avrupa'da savaşın mevzi harbine dönüşmesi ve Galiçya'da Avusturyalıların Ruslar karşısında zor durumda kalmaları üzerine Başkomutan Vekili Enver Paşa, müttefiklerin Avrupa'daki yükünü hafifletmek için "Alman Başkomutanlığının da etkisiyle" Doğu Cephesi'nde Rusların imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar vermiştir.

Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) Doğu Anadolu'da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya'ya aktarılmasını mümkün görüyordu. Enver Paşa, bu amaçla 14 Aralık 1914'te İstanbul'dan Köprüköy'e gelmiştir. Taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3'üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'yı görevinden alarak 3'üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine almıştır.

Bu harekâtı icra edecek 3'üncü Ordu; 9, 10 ,11'inci Kolordular ve 2'nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3'üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler.

22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri'nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış'ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu.

Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10'uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları'nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış'a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915'te 3'üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa'ya devrederek İstanbul'a dönmüştür.

Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır.

Bilahare 3'üncü Türk Ordusu, taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine (Tutak-Narman hattı) çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu hatta karşılamaya hazırlanmıştır.

Sarıkamış Harekâtı ile ilgili haberler, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiğinden burada olup bitenler çok sonraları açıklığa kavuşturulmuştur.

Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur. Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.